top of page

Anlaşmalı Boşanma Davasında Tarafların Bizzat Dinlenmesi Gerekmektedir

  • Yazarın fotoğrafı: Aydoğdu Avukatlık
    Aydoğdu Avukatlık
  • 17 Oca
  • 2 dakikada okunur

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E: 2014/2775 - K: 2014/14031



ÖZET :


"... Davada, son oturumda davalı bizzat dinlenmiş olmakla birlikte, davacı bizzat dinlenmemiş, vekilinin beyanı yeterli kabul edilmiştir. Bu yönüyle anlaşmalı boşanmanın şartları gerçekleşmediği gibi, taraflar boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda da aralarında bir düzenleme yapmamıştır. Bu durumda 'boşanmayı kabul' açıklaması sonuç doğurmaz ve hakimi bağlamaz. Bu bakımdan 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayanarak boşanma kararı verilmesini gerektiren şartlar mevcut değildir..."


GEREKÇE :


"...Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:


1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının yetki itirazının reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.


2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;


Mahkemece; davalının son oturumdaki "boşanmayı kabul ettiğine" ilişkin beyanı esas alınarak, "tarafların bir yıldan fazla bir süre evli oldukları, davalının ve davacının açıkça boşanmak istediğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiştir. Tarafların irade beyanları esas alınarak boşanma kararı verilebilmesi için, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması koşulu yanında, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. (TMK.m.166/3) Davada, son oturumda davalı bizzat dinlenmiş olmakla birlikte, davacı bizzat dinlenmemiş, vekilinin beyanı yeterli kabul edilmiştir. Bu yönüyle anlaşmalı boşanmanın şartları gerçekleşmediği gibi, taraflar boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda da aralarında bir düzenleme de yapmamışlardır. Bu durumda davalının "boşanmayı kabul" açıklaması sonuç doğurmaz ve hakimi bağlamaz (TMK.m.184/3). Bu bakımdan davada Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayanılarak boşanma kararı verilmesini gerektiren şartlar mevcut değildir. Böyle bir durumda evlilik birliğinin ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin bilbeyyine ispatlanmış olması gerekir. O halde davalının 03.07.2012 tarihli dilekçesinde gösterdiği deliller de toplanarak, toplanan delillerin Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olan sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.


Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davalının yetkiye ilişkin temyiz itirazının yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi..."



Comments


Bize Ulaşın

Bize mesaj atın, sizlere en kısa sürede geri dönüş yapacağız.

bottom of page